Istanbul Soundscape Project dördüncü etkinliğini sunar,
Istanbul Soundscape Project: Haydarpaşa’da Bir Gar #2
Şehrin ses sanatçıları Haydarpaşa Garı için 24 Şubat Pazar akşamı arkaoda’da bir araya geliyor!
Yaklaşık yüz yıldır İstanbul ve Anadoluyu, Avrupa ile Ortadoğu’yu birbirine bağlayan bir düğüm noktası olan Haydarpaşa Garı şuan eskimeye bırakılan banliyö trenleriyle birlikte eski benliğinin, geçmişinin bir gölgesi durumunda. Otel olması için satılması planlanan, çatısında çıkan yangınla birlikte bir kısmı tahrip olduktan sonra son olarak yeniden gar olarak hizmet vereceği açıklanan ve sekiz yıldan beri tren sirenlerini duyamadığımız Haydarpaşa Garı’nın yokluğunda şehir yaşamında eksikliğini duyduğumuz sesler nelerdi? Trenlerin kalktığı, vapurların yanaştığı ve etrafında uçan yüzlerce martının harika bir senfoni yarattığı gar, yokluğunu hissettiğimiz bir toplu taşıma kompleksinin yanında akustik çehresi ve geçmişten günümüze şehrin ses manzarasına kattıklarıyla birlikte ISP’nin dördüncü etkinliğinin konusu oldu.
Etkinlikte kent yaşamında duyabileceğimiz seslerin yanında, Haydarpaşa Garı ile anılabilecek ‘ayrılık’, ‘kavuşma’, ‘başlangıç’, ‘bitiş’, ‘yolculuk’ ve ‘İstanbul’ gibi bağlamlarla üretilen eserlerle birlikte Haydarpaşa’nın akustik çehresini dinlerken, senelerdir duymadığımız tren düdüklerine ve gar etrafındaki doğal hayatın sessel katkılarına kulak misafiri olabileceğiz. Onun üstünde ses sanatçısının mekan için besteledikleri eserleri çalacağı geceye, iki Alman mimar tarafından tasarlanmış bu yaşayan binayla duygusal bağı olan, tren yolculuklarını seven ve şehrin raylar üstündeki akustik ekolojisini merak eden herkesi bekliyoruz. İstanbul’un kapısı, Anadolu’dan Batıya giden trenlerin son durağı Haydarpaşa Garı ile bir an önce kavuşmak umuduyla.